28 Nisan 2011 Perşembe
gök kuşağının ışıltısında yaşamak varken sadece gölgesine bakar oldum.. renk görmeye takati kalmamış ama her renge bürünmüş bir palyaçoydu belki doğru benzetme ; neydi renksizliğe sürükleyen bu kadar renk arasında nedendi karanlığın gizeminde kaybolma isteği hep ve ne içindi kuş seslerine bile tahammülü olmadan sükunet isteyen varlıklara dönmenin nedeni kim bıktırdı bu kadar hayatın güzelliklerinden... yoksa neşesi hiç mi yoktu yaşadığımız anların...çocukken hayallerim vardı mesela nereye gitti onlar ? kim unutturdu hayal etmeyi neye daldık bu kadar ne önemliydi hayallere dalmaktan uçurduğumuz uçurtmaların kuyruğu hep mi çatılara takıldı bir tanesi bile kavuşamadı mı en büyük aşkı rüzgarına kuşlarla bir olup süzülemedi mi gökyüzünün derinliğine... sahi yıldızlar neredeler peki onlarda mı karanlığı huzur saydılar saklandılar herkesten ? en görkemli onlardı halbuki... ve en çok onları izlerken dalardım hayallere şimdi ne yıldızları görebiliyorum eskisi gibi ne de hayallerimi bulabiliyorum zihnimde...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder